Çevre

Marmara Denizi’nde Müsilaj Problemi!

Marmara Denizi’nde denizde oluşan jelimsi, organik bileşenli bir kitle olan deniz salyasıdır. Bu müsilaj, deniz yüzeyini kaplayarak oksijen transferini engeller, deniz dibine çökelerek bentik (deniz tabanı) canlıların yaşam alanlarını bozar ve ağır metaller gibi kirleticilerin birikmesine yol açar. Böylece deniz ekosisteminde ciddi tahribat yaratır ve canlıların yaşamını sınırlar.

Müsilajın temel nedenleri nelerdir?

  • Azot ve fosforca zengin atıksuların arıtılmadan denize verilmesi: Evsel, sanayi ve tarımsal kaynaklı atıklar denize karışarak besin elementleri yükünü artırır. Bu da fitoplankton ve alglerin aşırı çoğalmasına (ötrofikasyon) yol açar.
  • Marmara Denizi’nin yarı kapalı ve durgun yapısı: Su sirkülasyonunun yetersiz olması müsilajın birikimini kolaylaştırır.
  • İklim değişikliği ve deniz suyu sıcaklığının artması: Sıcaklık artışı, tek hücreli canlıların çoğalmasını hızlandırır ve müsilaj oluşumunu tetikler.
  • Tarım kaynaklı yayılı kirlilik: Özellikle Susurluk, Bandırma ve Erdek körfezine taşınan zirai atıklar azot-fosfor yükünü artırır.
  • Deniz suyunun oksijen seviyesinin azalması (hipoksi): Organik madde zenginliği bakteriyel oksijen tüketimini artırarak oksijensiz bölge oluşumuna neden olur ve bu da müsilajın olumsuz etkilerini artırır.


Marmara Denizi’ndeki müsilajın en büyük ekolojik etkileri şunlardır:

  • Deniz canlılarının ölümüne yol açması: Müsilaj, balıkların solungaçlarını tıkayarak solunumlarını engeller ve binlerce balık ölümü gerçekleşir. Ayrıca denizlerin doğal temizleyicileri olan pinalar, deniz patlıcanları ve deniz çayırları gibi canlılar müsilajdan ciddi şekilde etkilenir ve ölümleri artar. Bu durum deniz suyu kalitesini düşürür ve ekosistemin dengesini bozar.
  • Biyoçeşitlilik kaybı ve habitat tahribatı: Müsilaj deniz dibine çökelerek bentik fauna ve florayı olumsuz etkiler, yaşam alanlarını sınırlar. Deniz canlılarının üreme ve barınma alanları zarar görür, bazı türler ortamı terk eder.
  • Oksijen seviyesinin azalması: Organik madde zenginliği bakteriyel oksijen tüketimini artırır, deniz suyunda hipoksi (düşük oksijen) ve anoksi (oksijensiz) koşullar oluşur. Bu da deniz canlılarının yaşamını daha da zorlaştırır.
  • Deniz suyu kalitesinin bozulması: Müsilaj suyun bulanıklaşmasına, güneş ışığının suya ulaşamamasına ve fotosentez yapan canlıların zarar görmesine neden olur.


Ekonomik etkileri ise şu şekildedir:

  • Balıkçılık sektöründe ciddi kayıplar: Müsilaj nedeniyle balık ölümleri ve avlanma zorlukları yaşanır. Balıkçılık gelirlerinde %40’a kadar düşüşler görülmüştür. Av sezonlarında müsilaj, balıkçılık faaliyetlerini %80 oranında olumsuz etkileyebilir.
  • Turizmin olumsuz etkilenmesi: Müsilaj görüntü kirliliği yaratır, sahil turizmini ve deniz turizmini caydırır. Tatilciler müsilaj nedeniyle bölgeden uzaklaşır, turizm gelirleri düşer.
  • Deniz ulaşımı ve ticaretin zarar görmesi: Müsilaj, gemilerin soğutma sistemlerinde kullanılan filtrelerin tıkanmasına yol açar, gemi motorlarına zarar verir ve deniz taşımacılığını zorlaştırır.
  • Sanayi ve enerji sektöründe sorunlar: Müsilajlı suyun kullanıldığı enerji santralleri ve sanayi tesislerinde sistem arızaları yaşanabilir.
  • Uzun vadede bölgesel yaşam kalitesinin düşmesi: Uzmanlar, müsilaj sorununun devam etmesi halinde Marmara Bölgesi’nde yaşamın zorlaşacağı ve nüfusun göç etmek zorunda kalabileceği uyarısında bulunmaktadır.

Çözüm önerileri

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu çözmek için önerilen başlıca önlemler şunlardır:

  • Atıksuların etkin ve ileri biyolojik arıtma tesislerinde işlenmesi: Deniz kirliliğinin önlenmesi için plastik atıkların azaltılması, endüstriyel ve evsel atıksuların etkin arıtılması gereklidir. Böylece denize ulaşan kirletici yükü minimize edilir.
  • Sürdürülebilir balıkçılık uygulamaları: Aşırı avlanmanın önüne geçmek için balıkçılık yönetim planları oluşturulmalı, balık stoklarının korunması sağlanmalıdır. Bu, ekosistemin doğal dengesinin korunmasına yardımcı olur.
  • Koruma alanlarının oluşturulması: Deniz koruma alanları ilan edilerek insan faaliyetlerinden arındırılmış bölgeler oluşturulmalı, böylece deniz canlılarının yaşam alanları korunmalı ve ekosistemlerin kendini yenilemesi desteklenmelidir.
  • Aktif ve ekolojik restorasyon çalışmaları: Doğal yenilenme süreçlerinin engellendiği alanlarda deniz çayırları, yosunlar, mercan resifleri gibi habitatların yeniden oluşturulması için aktif müdahaleler yapılmalıdır. Bu süreçte uygun tür seçimi, sosyo-ekolojik yaklaşımlar ve iklim değişikliği senaryoları dikkate alınmalıdır. Yerel toplulukların katılımı ve bilimsel destek restorasyonun başarısını artırır.
  • Tarımda kullanılan gübre ve zirai atıkların kontrol altına alınması: Tarımsal kaynaklı kirliliğin azaltılması için önlemler alınması.
  • Bilimsel araştırma ve izleme: Restorasyon projelerinin etkinliğini artırmak için sürekli bilimsel izleme ve değerlendirme yapılmalı, başarılı uygulama örneklerinden öğrenilmelidir.
  • Marmara Denizi havzasının bütüncül yönetimi: Havza bazında deniz ve çevre koruma politikalarının uygulanması, üniversite-kamu-sanayi işbirliklerinin geliştirilmesi.
  • Toplumun bilinçlendirilmesi ve katılımı: Yerel halkın, balıkçıların ve paydaşların restorasyon süreçlerine dahil edilmesi, sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir.

Özetle, Marmara Denizi müsilaj sorunu hem ekosistemi tahrip ederek deniz canlılarının yaşamını tehdit etmekte, hem de balıkçılık, turizm, deniz taşımacılığı ve sanayi gibi ekonomik faaliyetlerde ciddi kayıplara yol açmaktadır. Bu nedenle müsilajın önlenmesi ve ekosistemin korunması hem çevresel hem de ekonomik açıdan kritik önemdedir.

Mina Soylu

Merhaba! Ben Mina Soylu. Günlük hayatın içinde gizlenmiş şaşırtıcı bilgileri, kültürel detayları, tarihi ilginçlikleri ve “bunu kim bilebilirdi ki?” dedirten gerçekleri sizlerle paylaşmak için bu blogu açtım. Amacım kuru ve sıkıcı bilgi sunmak değil — aksine, bilgiye biraz kahve tadı, biraz da samimiyet katmak. Kimi zaman bir çatalın tarihinden, kimi zaman Ay'a gönderilen ilk mektuba; bazen antik bir şehirden, bazen hiç düşünmediğiniz bir günlük alışkanlığa uzanıyoruz. Eğer siz de “her gün bir şey öğrenmeden yatmam” diyenlerdenseniz, bu blogda kesinlikle kendinize ait bir köşe bulacaksınız. Takipte kalın, birlikte şaşıralım. ☕📚