Genel

Krakerin Deliği mi Var? Ruhunda mı? Minik Deliklerin Büyük Sırrı

Bir kraker düşündüğünüzde aklınıza ne gelir? Peynirle harika ikili, çayın yanında çıtır bir dost, ya da belki de “Ya bunun ortasında neden minik minik delikler var?” sorusu! İşte bugün o krakerlerin üstündeki o masum gözüken ama bir o kadar da merak uyandıran deliklerin gizemini çözüyoruz. Hazırsanız, çıtır çıtır bir bilgelik yolculuğuna çıkıyoruz!

Krakerler… Renkleri açık, yapıları ince, kıtır kıtır lezzet bombası. Ama üzerindeki delikler adeta bir mühendislik örneği gibi dizilmiş. Ne fazla, ne eksik – tam kıvamında! Peki neden? Biri “deliksiz kraker olmaz!” diye mi buyurdu? Yoksa kraker federasyonu var da, böyle bir estetik kuralları mı var?

Öncelikle hemen sabit fikirleri kıralım: Hayır, bu delikler süs değil. Kraker üreticileri oturup “Şık duruyor ya, biraz delik açalım” demiyor. Bu delikler tamamen teknik bir zorunluluk! Evet, doğru duydunuz. Krakerin başarılı olması (yani, güzel kabarması değil düzgün pişmesi için) bu deliklere ihtiyacı var.

Solda delikli sade kraker, sağda şapkalı ve öfkeli yüz ifadeli dolgu krakerlerle karşı karşıya.

Krakerlerin delinme işlemine İngilizce’de “docking” deniyor. Bu, hamurun fırına girmeden önce delinerek içindeki havanın homojen şekilde dağılmasını sağlayan bir teknik. Eğer bu delikler olmazsa, kraker fırında şişer, pofuduklaşır ve sonunda “Ben artık bisküviyim!” diye bağırır. Yani delik yoksa kişilik krizi var!

Asıl eğlenceli kısmı ise şu: Her krakerin deliği eşit sayıda da değil! Mesela bazıları tam 13 delik taşır ve bu, özellikle Amerikan menşeli “soda crackers”lar için sembolik bir sayı olarak kabul edilir. Efsaneye göre bu sayı, Amerika’daki ilk 13 koloniyi temsil eder. Yani bildiğin kraker, aynı zamanda tarih kitaplarında sessiz bir devrimci gibi geziniyor.

Bu delikler aynı zamanda krakerin ne kadar çıtır olacağını da belirliyor. Düşünsene, fazla delik açarsan kraker çöl gibi kuruyor, az açarsan kek gibi yumuşak kalıyor. Kraker ustaları, bu dengeyi adeta fizik profesörü gibi hesaplıyor. Yani mutfakta “Einstein krakeri” üretmek sanıldığı kadar kolay değil.

Benim çocukken bu deliklerle ilgili teorim vardı: “Muhtemelen farelerin kaçışı için acil çıkış deliğidir.” Çünkü başka türlü mantıklı gelmiyordu. Sonra “iğneyle delik açmak gibi bir uğur getirisi olabilir” dedim. Hatta bir ara “soğutma kanalı” dedim! Eh, bilgi olmayınca fikir uçuşuyor…

Krakerin deliklerini sosyal hayata da benzetebiliriz. Fazla delik: çok fazla açık vermek. Az delik: çok sır tutup kabarmak. Uyumlu delik sayısı ise: hayatı dengeli yaşamak! Kim derdi ki bir aperatif bu kadar felsefi mesaj verebilir?