“Çocuğumun Video Oyunu Oynamasına İzin Vermeli miyim?” – Joystickli Bir Sohbete Hazır Mısınız? 🎮
Çocuk odası sessizse iki ihtimal vardır: Ya uyuyordur ya da bir ekranın başında “Level atlıyorum anne sessiz ol!” moduna geçmiştir. Ve işte tam o sırada şu soruyla baş başa kalırsınız: “Çocuğuma video oyunu oynatmalı mıyım, yoksa tableti paketleyip gizli çekmeceye mi kaldırmalıyım?” Haklısınız, modern ebeveynliğin en büyük bilmecelerinden biri tam da bu!
Korkmayın, bu sorunun tek bir cevabı yok. Ama güzel haber şu; her oyun kötü değil, her joystick şeytani değil. Hatta bazı oyunlar, beklenmedik şekilde eğitici, geliştirici ve hatta “aile içi rekabeti” tetikleyici cinsten. Yani evet, çocuğunuzla birlikte oturup Mario oynarsanız bir taşla iki level geçebilirsiniz.
Video oyunları, çocukların özellikle dikkat, el-göz koordinasyonu ve problem çözme becerilerini geliştirebiliyor. Örneğin “Minecraft” oynayan çocuklar sadece blok koymuyor, mantık kuruyor, kaynak yönetiyor, şehir planlıyor. Yani içerisinde bir miktar “mühendis ruhu” yetişiyor olabilir. Tabii, 12 saat aralıksız oynuyorsa olay biraz su tesisatından çıkıp kanalizasyon krizine dönebilir; oraya da dikkat.
“Oyun oynarken İngilizce öğreniyor” cümlesi de artık klasik oldu değil mi? Ama bu klişe bir gerçekliğe dayanıyor. Oyunların dili genelde İngilizce olduğundan çocuklar, “exit, continue, save game” gibi kelimeleri hızlıca kapıyor. Shakespeare okumasalar da “Headshot achieved” demelerini gururla izliyoruz. O da bir dil becerisi sonuçta. 😄
Tabii ki zararsız hale getirmek için her şeyde olduğu gibi denge önemli. Çocuğunuz 5 saattir ekran başında ve sizle konuşmayı unutmuşsa, içeriden gelen “anneee, oyundaki karakterin canı az kaldı, su var mı?” cümlesiyle konu sınırı aşmıştır. Ne kadar süre oynayacağına dair açık kurallar belirlemek, aslında çocuğun oyunla olan ilişkisini kontrol etmenin anahtarıdır.
Bir başka öneri: Çocuğunuzun hangi oyunu oynadığını bilin. “Her oyun eğitici değildir” notu var çünkü. Araba yarışıyla başlayan macera, içinde zombilerin düz duvara tırmandığı oyunlara dönebilir. Yaşına uygun olmayan oyunlar bireyin psikolojisinde çizgi filmle Picasso karışımı hisler bırakabilir.
Ve evet, çocuklar oyunlarda arkadaşlarıyla iletişim kuruyorlar. Eskisi gibi sokakta “taş sektirme” yarışları yok artık. Şimdi “Minecraft’ta köy kurma” grupları var, Fortnite’ta takım çalışması yapan çocuklar var. Sosyal bağ kurma şekli değişti sadece, istek aynı: Paylaşmak, birlikte eğlenmek, bir çağ kazanmak!

Sonuç olarak: Çocuğunuza kontrollü şekilde video oyunu oynatmak kötü değil. Hatta bazen oldukça faydalı bile olabilir. Mesele süreyi, türü ve ortamı iyi ayarlamakta saklı. Siz de onun dünyasına katılarak hem neler oynadığını gözlemleyebilir hem de evde küçük bir oyun turnuvası düzenleyebilirsiniz. Kim bilir, belki “Anne vs. Çocuk FIFA finali” sayesinde bir gelenek başlatırsınız!
Unutmayın: Oyun, çocuğun dünyasında sadece eğlence değil, aynı zamanda merak, keşif ve yaratıcılıktır. Tıpkı bizim zamanımızda misket ve saklambaç ne idiyse, şimdi konsollar onun cilalanmış versiyonu. Sadece dikkatli olun, joystick çocuğun elinde kalsın ama kumanda hâlâ sizde olsun!
Bilgi Kaynağı:
- Türk Psikolojik Danışma Derneği (2024) – “Ekran Süresi ve Çocuk Gelişimi” Raporu
- UNESCO Eğitimde Oyunlaştırma Kılavuzu
- Uluslararası Çocuk ve Medya Derneği – 2023 Dijital Oyun Kullanımı Araştırması
~ Yazıyı okuduğunuz için teşekkürler! Artık çocuğunuzun neden tablet başında ‘kafasına tencere düşen karakteri kurtarmaya çalıştığını’ daha iyi anlayacaksınız. 🎮✨