“Sonsuza Kadar Ama Biraz Da Can Acıtsın” – Dövmenin Komik, Anlamlı ve Minik Pişmanlık Dolu Hikâyesi
Bazı insanlar hayatında iz bırakır… Bazı insanlar ise direkt kendi derilerine iz yaptırır. Evet, konumuz dövme! Kimine göre sanat, kimine göre “onu da yaptıran kaldı mı ya?”, kimine göre ise 18 yaş krizinin yazılı kanıtı. Ama ne olursa olsun, dövme dediğin şey bir deri – bir kelime – bir ömür.
Dövme yaptıracak insan kendini bilir. Böyle bir içten gelen dürtüyle başlar olay: “Ben çok sıradan yaşıyorum galiba… Bir ejderhayla omuzuma biraz hareket katayım.” Sonra o cümle kurulur: “Bir şey olmaz ki küçük bir şey zaten…” Ve sonra olan olur.
Bir dövmecinin koltuğuna oturduğunuz an anlarsınız zaten, bu işin dönüşü yoktur. Kalıcılığı, “ödeme yapılınca geri alınamayan burger menüsünden” daha nettir. Eline iğne benzeri bir aletle gelen sanatçının gözündeki “hayal ettin, şimdi katlan” bakışı ise bonusu olur.

En çok sorulan sorulardan biriyle devam edelim: Dövme acır mı? Cevap: Evet. Ama nasıl bir acı? Isırgan otuyla kaşınma, topuklu ayakkabıyla 14. saatin sonu, ya da sınavda yanlış kağıda ad yazmakla aynı türden… Kısaca ‘pişman olmadan önce acıtıyor.’
İkinci en popüler dövme sorusu ise “Ne yazdırsam?” konusudur. Kimi sevgilisinin ismini, kimi doğum tarihini, kimiyse “carpe diem” (anı yaşa) yazdırır, ama o dövmeyi yaptıktan sonra en çok düşündüğü şey genelde “neden İngilizce yazdım ki?” olur.
Bazı dövmeler de var ki anlam yüklü mü yüklü! Mesela nokta-virgül dövmesi: “cümle bitmedi, devam ediyorum” anlamında. Bazıları için terapi gibi; bazıları için ise “klavye kısa yolu gibi olmuş biraz” dedirtir. Her hâlükârda taşıyana özel bir temsil demek.
Peki kültürümüzde dövme ne zaman yaygınlaştı? Aslında yüzyıllar öncesine dayanıyor. Göçebe Türk topluluklarında dövme (tamga) işaretleri vardı, hatta hayvan figürleri genel olarak koruyucu anlamlar taşırdı. Bugün hala Anadolu’nun bazı bölgelerinde “akrep şekli nazardan korur” inancıyla yapılan dövmeler bulunabiliyor. Kim Kardashian dövme reklamı yapmadan önce bizde vardı yani!

Dövme sadece insanın kendine değil, çevresine de küçük şoklar yaşatabilir. Annene “bir şey göstereceğim” deyip sırtındaki ejderhalı dövmeyi gösterdiğinde yaşanan sessizlik, nükleer fizik eğitiminden daha karmaşık bir şey. Babaların tepkisi genelde daha sade: “Kızım silinebiliyor mu bu?” 😅
Bir de dövme yaptırıp “ama göstermemeye çalışıyorum” diyenler vardır. Genelde bileğe çözüm gibi üç küçük yıldız yaptırırlar, sonra da “görülmesin diye uzun kollu giyiyorum” derler. Sanki dövmenin kendisi değil, üzerindeki T-shirt daha çok konuşmak istiyor!
Son dönemde teknolojiyle birlikte dövme türleri de arttı: Minimalist çizgiler, geometrik şekiller, barkod dövmeler… Hatta bazıları QR kodla açılan Spotify şarkısı dövmesi bile yaptırıyor. Romantik? Evet. Unutursan açmak için uygulamaya ihtiyaç duyuyor musun? Yine evet.
Ama dövmenin en ilginç tarafı şu: İnsanın en görünür yerinde, en görünmez hislerini anlatması. Bazısı için bir kaybın vedası, bazısı için zaferin kutlaması. Dövmeler, taşınabilir anılar gibi. Ama bu anılar lazerle silinebiliyor, o yüzden iyi düşünmek gerek…
Sonuç olarak: Dövme yaptırmak bir karar, bir cesaret ve bazen de küçük bir kriz anına düşen artistik cevap! “Bir tane yaptırıyorum” dediyseniz bilin ki bu çoğunlukla başlangıç cümlesidir. Devamı gelir. Kol biter, omuz gelir, ayak gelir… Ama en güzeli şudur: Dövmeler sizi siz gibi gösterir. Biraz acıtır ama “benim hikayem burada” demenin en kalıcı yollarından biridir.
Şimdi soralım: Dövme yaptıranlar eller kaldırsın, diğerleri de ne yazdıracağına hâlâ karar vermeye çalışsın. Kalıcı kararsızlık da bir dövme adayıdır, değil mi?
Kaynak:
- Dövme ve Geleneksel Anadolu Motifleri (Anadolu Üniversitesi Yayınları)
- Küresel Dövme Raporu 2023 (Tattoo Global Trends & Research)
- Türk Dövme Sanatçıları Birliği – Stil ve Çeşitlilik Raporu